Harput'un Koruma Amaçlı İmar Planı'ndaki Gecikmeler

Bildiğimiz gibi, Harput için bugüne kadar ciddi ve doğru bir koruma ve yaşatma programı uygulanmamıştır. Kaldı ki gerek devlet ve gerekse yerel yönetimlerin yeteri kadar ilgilenmemeleri nedeniyle zamana ve ihmale karşı direnen bu tarih ve kültür zenginliğimizden geriye çok az sayıda varlık kalabilmiştir. 2005 yılında yapılan yasa değişikliği ile kültür varlıkları ile ilgili işlem ve uygulamaları yürütme görevi Bakanlık yerine yerel yönetimlere verilmiştir. Bu amaçla Belediye ve İl Özel İdareleri bünyesinde, “ Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları” nın ( KUDEB ) kurulması gündeme gelmiştir. 2005 yılından itibaren pek çok Belediye KUDEB’ i aktif hale getirdiği halde ne yazık ki, Elazığ Belediyesi bu birimi on yıl gecikmeli olarak ancak 2015 yılında hayata geçirebilmiştir.

Tarih boyunca yirmiye yakın medeniyete ev sahipliği yapmış olan “Harput” gibi zengin bir tarih ve kültür değerinin korunması ve yaşatılması için Vakfımız öncülük etmiş ve Elazığ Belediyesi ile gerçekleştirdiği bir proje ile Harput’ u “UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi” ne aldırmayı başarmıştır.

Amaç bu tarih ve kültür zenginliğini yaşatmak ve gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmasını sağlamak ve en önemlisi Harput’ u bizim olmaktan çıkarıp “insanlığın ortak mirası” olarak Dünyaya takdim etmekti. Böylece bu zenginliği korumak mümkün olacaktı.

Ne yazık ki, attığımız adımlar ve gayretimiz yeteri kadar anlaşılmadı. Harput’ un evrensel bir değer olarak dünyaya tanıtılması ve takdimi için ortaya koyduğumuz düşünce ve önerilerimize şehir cevap vermedi.

Anlaşılan o ki, Harput ile ilgili farklı niyet ve görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle bugüne kadar dile getirilen görüş ve düşüncelerin dışında imar planı gibi yapılması gereken teknik çalışmaların uzun süre geciktirilmiş ve ihmal edilmiş olması yeni bir tartışma konusu yaratmıştır. Görünen o ki, bugüne kadar doğru olarak koruyamadığımız Harput’ un, koruma amaçlı imar planına da yeteri kadar sahip çıkamadık.

HARPUT’ UN KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI

Harput 1982 tarihinde “Kentsel Sit Alanı” ve “1’nci Derecede Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescillenmiş olup, “Koruma Amaçlı İmar Planı” ise 2008-2009 yıllarında yapılmıştır. İmar planındaki eksiklikler ancak 2018 yılında giderilmiş ve tarihi Harput’ un sokak gelişiminin daha sağlıklı olarak düzenlenmesi için plan tamamen yeniden gözden geçirilmiştir. Bu arada ciddi bir zaman kaybına neden olunmuş olsa da, bazı iyileştirmelerin yanı sıra, konakların konumu bitişik olarak tasarlanmış ve hazırlanan imar planı Şubat/2019 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ na gönderilmiştir. Planın Bakanlık olurundan sonra Diyarbakır “Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu” na gönderilerek onaylanması ve prosedürün tamamlanması gerekmektedir.

Harput’ un koruma amaçlı imar planının yapılmaya başlandığı 2008-2009 yılları ile bu konuda son aşamaya geleceği tarih henüz belli olmaması bir yana, şimdiden aradan yaklaşık 12-13 yıl gibi bir süre geçmiştir. Gerek bu geçen sürenin yarattığı zaman kaybı ve gerekse hazırlanan planın Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderildiği Şubat/2019 tarihinden bugüne kadar şehrin ilgisizliği nedeniyle Bakanlık olurundan geçmemesi yeni bir zaman kaybı yaratmıştır. Bu gecikmelerle neleri kaybettiğimizi düşünmek bile istemiyoruz.

KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI NEDİR ?

Koruma amaçlı imar planı, 2863 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile planlama kararları, tutumları, plan notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar planlarının gerektirdiği ölçekteki planlardır.

BUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER

Kentsel Sit Alanı olan Harput’ ta önemli ve tarihi dokuya uygun restorasyon ve turizm adına yapılacak yatırım alanlarında kamulaştırma çalışmaları yerel yönetimin uygun görmesi halinde yapılabilir. Hatta kamulaştırma çalışmalarında “Fırat Kalkınma Ajansı” nın vereceği hibelerden yararlanılabilir. Ayrıca İl Özel İdaresi “Kültür Varlıkları Katkı Payı” ndan kaynak yaratılabilir. Harput’ ta yapılacak restorasyon ve inşa çalışmalarına Avrupa Birliği’nin tarihi varlıkların korunması ve yaşatılması amacı için verdiği fonların iyi bir kaynak olacağı göz ardı edilmemelidir. Ek olarak Göbeklitepe ve Afrodisias örneklerinde olduğu gibi bazı özel kuruluşlardan sponsorluk ve buna benzer destekler sağlanabilir.

Özetle; Harput’ ta tarihi ve kültürel dokuya uygun çalışmalar için finansal kaynak oluşturmanın zor olmayacağını düşünüyoruz. Yeter ki, olayı iyi ve doğru planlayalım ve yürütelim. Böylece koruma amaçlı imar planı onaylandıktan sonra;

  • Kentsel sit alanında yapılacak olan çalışmalar UNESCO kriterlerine göre bir plan dahilinde gerçekleştirilmeli ve tarihi görünürlük sağlanmalıdır. Bu nedenle binlerce yıllık mistik kent görüntüsü yerine betonlaşma tercih edilmemelidir.
  • Özel mülkiyette olan yerlerin nasıl ve ne şekilde değerlendirileceği önceden belirlenmeli ve kişilerin yapacakları yatırımlara kolaylık ve destek verilmelidir.
  • Ayrıca, ne yapılırsa yapılsın, yaptıklarımızı kültürle yaşatamadığımız sürece, onlara bir anlam kazandıramayacağımız unutulmamalıdır.
  • Elazığ Belediyesi bünyesindeki KUDEB birimi basit onarım çalışmalarında söz sahibi olmalı ve böylece çalışmaların hızlı ilerlemesine çalışılmalıdır.
  • Yörenin tarihi ve doğal dokusu ile uyumsuz yapılar ya yıkılmalı, ya da uyumlu hale getirilmelidir.
  • Yapılan çalışmalarda konusunda uzman ulusal ve uluslararası kuruluşların görüş ve bilimsel birikimlerinden yararlanmalıdır.
  • Sözü edilen restorasyon ve orijin amaçlı yapı-imar çalışmalarından sonra oluşacak tarihi-kültürel manzaralar eşliğinde Harput’ un, ulusal ve uluslararası film şirketleriyle derhal anlaşılıp doğal Sinema Platolarına dönüştürülmesi gelinebilecek en son başarı noktasıdır. Kültürel miras tortusu, zengin musikisi ve dahi zaman içinde yaşanmış çok önemli birikim ve enteresan hikayeleriyle bütün bu denilenlerin yapılıp hayata geçirildiği, üstelik bir de UNESCO kayıtlarına adını altın harflerle yazdırmış bir Harput; Türkiye’nin hatırı sayılır canlı tarihiyle turizm tanıtım cennetlerinden birisi olabilecektir.
  •  Fırat Üniversitesinden teknik görüş ve bilimsel destek alınmalıdır.
  • Sonuç olarak; “Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi” nde yer alan Harput “insanlığın ortak mirası” olarak kabul görecek, sessiz ve suskun kaderini değiştirerek, geçmişten geleceğe haykırarak konuşan veya bir başka ifade ile tarihi dokusuyla el ele yaşayan bir şehir haline gelecektir. Böylece Harput’ un evrensel bir değer olarak hak ettiği yeri almasını arzu ediyoruz.

Mevlana’nın güzel deyişi ile; “Güzel günler sana gelmez, sen ona yürüyeceksin.”

 

Mehmet Çağlar
Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı

Dergi Son Sayı
Fotoğraf Galerisi
Video Galerisi
Son Yayınlar