HARPUT SINAVINDAKİ BAŞARIMIZ!

HARPUT SINAVINDAKİ BAŞARIMIZ !

Tarihi ve kültür değerimiz Harput’ u ne yazık ki, bugüne kadar yeteri kadar koruyamadık. Ayrıca zengin kültür yapısını yaşatma görevini de yerine getiremedik. Dolayısı ile bu ilgisizlik nedeniyle Harput kaderi ile baş başa bırakılmış ve zamana karşı adeta bir direnme savaşı vermiştir. Sonuçta bu tarih ve kültür zenginliğinden geriye çok az sayıda varlık kalabilmiştir. Bu yetmiyormuş gibi, tarihi ve kültürel dokuya uymayan yapılaşma ve uygulamalarla adeta Harput’ a kötülük etmede yarışmışız.

Harput’ u koruma ve yaşatma konusundaki başarısızlığımız, şehrin bugünkü yerleşim alanına taşındığı 1834’ lü tarihlere dayanmaktadır. Harput’ un Elazığ’ a taşınma döneminde, kapı kollarından tutun da duvar taşlarına kadar tarihi ve eski yapılara ait ne varsa sökülmüş ve bunlar yeni inşa edilen Elazığ’ daki yapılarda kullanılmıştır. Bütün bunlarla Harput’ un yok edilmesine göz yumulmuş ve büyük ölçüde erozyonuna neden olmuştur. (Kaynak : İ.Sunguroğlu – Harput Yollarında, 1.Cilt)

HARPUT’ UN KORUNMASINDA NEDEN BAŞARILI OLAMADIK

Harput’ un korunmasında gösterilen başarısızlığın nedenlerini araştırdığımızda şu temel konularda yanlış yapıldığını görmekteyiz.

  1. Harput’ taki yaşamın bırakılarak yerleşimin ovaya (Elazığ’a) taşınmasından sonra Harput adeta yağmalanmış ve kendi kaderine terk edilmiştir. Bundan sonra tarihi ve kültürel dokuyu korumak ve yaşatmak için hiçbir düşünce ve eylem geliştirilmemiştir.
  1. Kültür varlıklarıyla ilgili işlem ve uygulamaların yürütülmesi 2005 yılında yerel yönetimlere bırakılmış ve bu amaçla Belediyeler bünyesinde “Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları” nın (KUDEB) kurulması gündeme gelmiştir. 2005 yılından itibaren pek çok Belediye KUDEB’ i aktif hale getirdiği halde Elazığ Belediyesinin bu birimi 10 yıl gecikmeli olarak ancak 2015 yılında hayata geçirmesi bu konudaki en büyük başarısızlığımızdır. Bu birim zamanında, yani on yıl önce kurulmuş olsaydı, Harput’ taki tarihi ve kültür varlıkları koruma ve iyileştirme noktasında çok daha yol kat edilmiş olacaktı. Çünkü somut çalışmaların bu tarihten sonra hızlandığını görüyoruz.
  1. 2008 – 2009 yıllarında Harput’ un “Koruma Amaçlı İmar Planı” ile ilgili çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Ancak diğer taraftan Harput’ ta tarih ve kültürel dokusu ile uyumsuz yapıların ve uygulamaların yapılmasına izin verilmiş, bu aykırı yapılaşmalara sessiz kalınmış ve  hiçbir tepki verilmemiştir. İşin ilginç yanı, bu işler yerel yönetimlerin bilgisi ve oluru ile gerçekleştirilmiştir.
  1. Son 40-45 yıllık süreçte Fırat Üniversitesi Harput’ta gelişen olayları sadece seyretmiş, onu korumak adına aktif bir rol almamış, en önemlisi yapılan aykırılıklara, yanlış uygulamalara ses çıkarmamış ve tepki göstermemiştir.
  1. Aynı şekilde şehirdeki sivil toplum kuruluşları (STK) da bu ters uygulamalara karşı çıkmamış ve tepki vermemiştir.
  1. Harput’ un korunması konusundaki başarısızlığımızı yapılan inceleme ve araştırma çalışmaları ile ilgili konuların seçiminde de görmekteyiz. Örneğin; Harput’ taki tarihi ve kültürel varlığımızın korunması ve yaşatılmasına ilişkin yok denecek sayıda çalışma yapılmıştır.

Özetle; Harput’ la ilgili sınavda her yönü ile başarısız olduğumuz ve sınıfta kaldığımız görülmektedir. Gösterilen duyarsızlık sonucu bugün karşılaştığımız manzaranın ne kadar hazin ve kötü olduğu ortadadır.

HARPUT’ DA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR

Öncelikle yapılan yanlışlıklara tarihi ve kültürel dokuya uygun olmayan yapılaşmalara ve Harput’ un mezarlıklar şehri olmasına izin veren önceki Belediye yönetimlerinin neden olduğunun altını çizmek istiyoruz. Buna ait şu örnekleri gösterebiliriz.

  • Harput’ ta ilk toplu konut inşaatı Amerikan Kolejinin bulunduğu alana Kuyumcular Sitesi yapımı ile başlamıştır.
  • İmam Hatip Okulu (Harput çıkışındaki)
  • Kurşunlu Caminin yanındaki üç katlı bina.
  • Ekrem Uzel İlkokulu binası.
  • Jandarma binası.
  • Hamdi Başaran kuran kursu binası.
  • Hünkar Konağı binası.(Hala ne amaçla yapıldığı belli değildir)
  • Kültür evi olarak inşa edilmek için yapılan ancak vali konutuna çevrilen yapı.
  • Diyanet Külliyesi inşaatı (yeni bir yapı olarak tarihi dokuyu tam yansıtmadığı, ancak içerisinde bir müzenin ve uluslararası konferansların yapılmasına olanak sağlayacak salonların ve diğer mekanların yer alması nedeniyle tolere edilebileceği ifade edilmektedir. Ayrıca tartışma konusu proje değil yer seçimidir.)
  • Şahıslara ait çok katlı binalar.
  • Harput mahallesi içinde yol boyunca kullanılan Arnavut kaldırımları.(Küçük kesilen taşların doğru sıkıştırılmaması nedeniyle sökülmeler olmuştur.)
  • Ulu Camiinin güneydeki park alanının istinat duvarları.

Ayrıca bazı tarihi varlıkların ve mekanların Harput’ u dokusuna uymayan bir şekilde kullanıma verildiğini görmekteyiz. Örneğin; tarihi Cimşit Hamamının lokanta, Balak Gazi heykelinin civarı ile Harput Kalesi bitişiğindeki alanların çay bahçesi ve lokanta olarak kiraya verilmiş olması gibi.

KORUNMANIN YOLU UNESCO’ DAN GEÇİYOR

Harput’ un kötü kaderinin değiştirilmesinin, tarihi ve kültürel yapısını koruyarak gelecek nesillere miras olarak bırakılmasının yolu “Dünya Miras Listesi” ne girmesinden geçmektedir. Bu sayede, kaderi ile baş başa bırakılmış Harput’ u bir dizi ulusal ve uluslararası kuruluşun görüş ve bilimsel birikimlerinden, uzmanlık deneyimlerinden ve maddi desteklerinden yararlandırma fırsatı yakalamış olacağız. Böylece, Harput “insanlığın ortak mirası” olarak kabul görmüş olacak, sessiz ve suskun olan Harput yok olma tehlikesinden kurtularak konuşan ve ilgi çeken bir şehir haline gelecektir. En önemlisi, sahipsizlik ve ilgisizlikten kurtularak UNESCO ile dünya mirası statüsüne kavuşacaktır. Böylece Harput’ un gelecek kuşaklara miras olarak bırakılması, “Dünya Mirası” haline gelmesi ile mümkün olacaktır. Bu nedenledir ki, UNESCO mirasının gerçekleşmesinde hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.

ÖNERİLERİMİZ

Belediye Başkanımız Sayın Şahin Şerifoğulları ile 2019 / Nisan ayında yaptığımız görüşmede, UNESCO sürecinde kendilerine Vakıf olarak birlikte çalışma yapmayı teklif etmiştik. Ancak, bugüne kadar arzu ettiğimiz veya hedeflediğimiz bir çalışma gerçekleştiremedik. Daha önce Elazığ Belediye Başkanlığımız ile yaptığımız ortak proje ile Harput’ un “UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi” ne alınmasını sağlamıştık. Geçici listeye girdiğimiz 02 Mayıs 2018 tarihinden sonra bugüne kadar istenilen ölçüde çalışma yapılmamış, hatta şehir UNESCO olayını gündemine dahi almamıştır. Şehir yönetiminin UNESCO sürecine ilgisiz kalması ister istemez bir takım gecikmelere neden olmaktadır. Oysa, Harput’ un “UNESCO Dünya Mirası Kesin Listesi” ne girmesi için çok ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bu nedenle önerimiz, Belediye Başkanlığı bünyesinde bir “UNESCO Birimi” kurulması ve bu birime, arkeoloji, sanat tarihi, sosyoloji, halka ilişkiler ve restorasyon konularında uzman kişiler alınmasıdır. Bu ekip, tarihi, kültür ve doğal varlıkları koruma konusunda aktif rol alacaktır. Ayrıca sürecin bundan sonraki aşamalarında görev üstlenecektir.

Belediye Başkanımızdan diğer bir talebimiz, daha fazla zaman kaybetmeden “Alan Yönetimi” oluşturulması ve kesin listeye giriş hazırlıkları için çalışmaları başlatmasıdır. Bu konularda kendilerine yardımcı olacağımızı ve çalışmalara destek vereceğimizi buradan iletmek istiyoruz.

“Kültürel ve tarihsel bellek kaybına uğrayan bir toplum, çok şeyini, özellikle yaratıcılık kaynaklarını kaybetmiş olur.”


Mehmet ÇAĞLAR
Yönetim Kurulu Başkanı

Dergi Son Sayı
Fotoğraf Galerisi
Video Galerisi
Son Yayınlar