MÜZİĞİMİZ VE HARPUT SENFONİSİ
Elazığ zengin tarihi ve kültür varlığı içinde köklü ve önemli bir musiki birikimine sahiptir. Türkülerin çoğu yörede yaşanan olayları konu almıştır. Yani söylenen bütün türkülerin hemen hepsinin arkasında yaşanmış ilginç hikayeler vardır. Bu nedenle türküler yaşanmış olayların sonucunda ortaya çıkmış olup, yaşanan canlı bir dildir. Geçmişten geleceğe aktaracağımız kültür zenginliğimizdir.
(Kaynak : Elazığ Gezi Rehberi )
Bugüne kadar pek çok konuda olduğu gibi geleneksel müziğimizin tanıtılmasında da başarılı olamadık. Harput’ un beğeni alan zengin müziğini bölgemizin dışına taşıma ve tanıtılmasında yeterli çabayı gösteremedik. Dolayısı ile gerçekçi bir ifade ile kendimiz çaldık ve kendimiz dinledik.
Oysa, Elazığ’ ın sanat ve kültür dünyasının önemli insanlarından biri olan merhum Fikret Memişoğlu 1966 yılında kaleme aldığı “Harput Ahengi” kitabında Harput müziği için bakın neler söylemiş;
“Bir gün, gerçek anlamda kendi alemimize dönersek, musikimizin de özel ve orijinal değeri bilinmiş olacaktır. O zaman usta bestecilerimiz, batıdan yalnız teknik ve metod almakla yetinecek, ruhu, heyecanı ve düzeni bizim olan, bir sistem kuracak, bizim kaynaklarımızdan, bize, bizim olan eserler sunacaklar. Hatta gözümüzün önünde akıp giden bu hazineyi; keşfetmekte geç kaldıklarına da yerinmiş olacaklardır belki.
O zaman bizim de, orijinal operetlerimiz, operalarımız olacak; yerli musikimiz, bütün tazeliği ve canlılığı ile, hemen her eserde yer bulacaktır.”
(Kaynak : Harput Ahengi Kitabı)
Yaklaşık 55 yıl önce yapılmış bu tespit müziğimizin evrenselliği konusundaki önemi ve özelliğini ortaya koymaktadır.
NEDEN HARPUT SENFONİSİ
Eşsiz Anadolu medeniyetlerinin izlerini içinde barındıran türkülerimizin derlenerek çok sesli düzenlemelerle opera sahnesine taşınması büyük bir önem taşımaktadır. Böylece müziğimiz yöresel veya bölgesel olmaktan çıkacak ve evrensel bir boyut kazanarak dünyaya açılma olanağı bulacaktır. Bu nedenle Harput musikisinin bu eserle tanıtılması ve dünya müzik sahnelerine taşınmasını hedefledik. Buradan hareketle (Ankara) Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı olarak merhum Fikret Memişoğlu’ nun tespit ve önerisinden yola çıkarak Harput musikisinin çok sesli senfonik olarak notaya alınmasını sağladık. 2010 yılında başlayan ve yaklaşık 3 yıl süren bir çalışma sonunda, senfonideki müzikal zenginlik türkülerimizin ruhu ve heyecanına çok renkli yeni bir heyecan kattı ve “Harput Senfonisi” eseri ortaya çıktı.
Ahçik, Yemen Türküsü, Hüseynik ve Mamoş gibi birçok yaşanmış hayat hikayesini içeren 14 eserden oluşan “Harput Senfonisi” şef Bujor Honic’ in bestelediği “Harput Senfonik Pohem” ile başlıyor, hoyrat ve türkülerle devam ediyor, koro ve solistlerin söylediği ünlü “Çayda Çıra” eseri ile son buluyor. Senfonik orkestraya yerel enstrümanlardan klarnet, kanun ve balaban ilave edilmiş olup, Devlet Halk Müziği Korosu 20 sanatçı ile eşlik etmektedir. Solo sanatçıları ise Devlet Opera sanatçılarıdır.
Eser ilk kez 31 Mayıs 2013 tarihinde Elazığ’ da Nurettin Ardıçoğlu Kültür Sarayının açılışında Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasının eşlik ettiği konserde görücüye çıktı ve ayakta alkışlandı. Elazığ konserinden sonra aldığımız olumlu geri dönüşler ve beğeni sonucu yine Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile Ankara, İstanbul ve Adana’ da gerçekleştirdiğimiz altı konser eseri yıldızlaştırdı. Gerek TV yayınları, gerekse CD, DVD ve internetteki izlenmeler ile Harput Senfonisi yoğun bir ilgi topladı. Böylece ata yadigarı ezgilerin senfonik orkestra ile sunulması takdirle izlendi ve geleneksel müziğimizin tanıtılmasında senfonik düzenlemelerin ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı bulduk.
Önümüzdeki dönemde İzmir’ de ve daha sonra yurt dışında bir çok Harput Senfonisi konseri gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Halen yurt dışı konserleri için yaptığımız çalışmalar olup, en son notaları gönderdiğimiz Almanya Köln Senfoni Orkestrası ile olan görüşmelerimiz olumlu yönde devam etmektedir.
Sanat ve kültür zenginliğimiz içinde önemli bir yeri olan musikimizin çok sesli senfonik orkestraya uyarlanması ve Devlet Opera sanatçıları tarafından icra edilerek müzik dünyasına takdim edilmesi bugüne kadar bu konuda atılmış ilk adımdır. Bu nedenle bu çalışmanın Elazığ-Harput musikisi için bir dönüm noktası, bir başka ifade ile milat olduğunu düşünüyoruz.
Bu açıdan Harput Senfonisinin çok yönlü olarak değerlendirilmesi ve tanıtım için önemli doğru bir adres olarak kabul edilmesi gerekir.
DİLEĞİMİZ VE TEŞEKKÜRÜMÜZ
Tarihi Harput yaşantısının çeşitliliği ve renklerinin bir yansıması olan “Harput Senfonisi” nin çağdaş dünyada kabul görmesi ve beğeni alması en büyük arzumuzdur. Öyle inanıyoruz ki, bu eserle Elazığ-Harput müziği Fırat’ ın ötesine taşınarak yerel olmaktan kurtulacak, önce ulusal ve sonrasında da evrensel bir boyut kazanacaktır. Bütün bunların sonucunda, büyük bir emek ve özveri ile ortaya koyduğumuz bu sanat ve kültür eseri ile gurur duyduğumuzu ve bu nedenle onu iyi tanımanızı istiyoruz.
24 Ocak 2020 Elazığ depreminden sonra, Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası depremzedelere Vakfımız aracılığı ile yardımda bulunmak amacı ile Adana’ da Harput Senfonisi konseri düzenledi. Yönetim Kurulu olarak bizim de katıldığımız 15 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilen konserden elde edilen gelir Vakfımız aracılığı ile Elazığ’ daki ihtiyaç sahiplerine iletildi. Daha önce 6 kez birlikte olduğumuz Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasının bu asil davranışına ve bu konsere eşlik eden ve katkı veren Şef Bujor Honic ve Devlet Opera sanatçıları Feryal Türkoğlu, Zeynep Halvaşi, Mehmet Yılmaz ve Barış Yanç’ a bu vesile ile takdir ve teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz.
“Müzik Evrenseldir.”
Mehmet ÇAĞLAR
Yönetim Kurulu Başkanı