Tarihi derinliği günümüzden 4000 yıl öncesine dayanan Harput’ u ne yazık ki bugüne kadar koruyamadık. Yönetimlerin doğru ve yeteri kadar ilgilenmemeleri nedeniyle bu tarih ve kültür zenginliğimizden geriye çok az sayıda varlık kalabilmiştir. Aksine, yıktığımız yetmemiş, yörenin tarih ve doğal dokusu ile uyumsuz yapıların yapımına izin verilmiş, bütün bu aykırılıklara da tepki gösterilmemiştir. Gelinen bu noktada; kaderi ile baş başa bırakılan, doğaya ve zamana direnen “Harput” gibi bir tarih ve kültür değerinin korunması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmasının ancak bu varlıkların “Dünya Mirası” haline getirilmesi ile mümkün olabileceği gerçeği ortaya çıkmıştır.
Bu açıdan bakıldığında, Harput’ un tarihsel, doğal ve kentsel çevresiyle birlikte UNESCO’ nun“Dünya Mirası Listesi” ne alınmasının ne denli önemli olduğu ve bu konuda ne kadar geç kaldığımız anlaşılmaktadır. Bu tespitten yola çıkan Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı 2016 yılı sonlarında Elazığ Belediye Başkanlığına ortak bir proje yapmayı önerdi. O günkü Belediye yönetimi önerimizi olumlu bularak bu projede bizimle ortaklık oluşturdu. Öncelikle Elazığ Belediye Başkanlığı ile ilk kez oluşturduğumuz bu proje ortaklığını önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Yapılan görüşmelerin sonunda, “ geç hiçten iyidir” mantığı ile Harput’ un UNESCO yolculuğuna karar verilerek işe başladık. Hazırlanan başvuru dosyası Şubat-2017 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığına verildi. Böylece Harput’ un UNESCO süreci başlamış oldu.
PARİS’ TE HARPUT KONFERANSI
Sürecin her aşamasında, Harput’ un Dünya Miras kriterlerini karşılayıp karşılamadığını, benzer alanlardan farklılığını, bir başka ifade ile ayrıcalığını ve benzersizliğini ortaya koymaya çalıştık. Böylece niye Harput sorusunun cevabını doğru vermeye özen gösterdik. Sadece dosya vermekle yetinmeyip, konunun iyi anlatılması için yoğun çaba harcadık. Bu bağlamda 16 Mayıs 2017 tarihinde Paris’ teBüyükelçi Sayın Ahmet Altay Cengizer’ in ev sahipliğinde UNESCO merkez binasında; Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof. Pierre Pinon’ un konuşmacı olarak katıldığı “HARPUT” konulu bir konferans düzenledik.
Gerek bu projenin başlatılmasında ve gerekse 16 Mayıs 2017 tarihinde Paris’ te yapılan “Harput Konferansı”nın gerçekleştirilmesinde UNESCO Daimi Temsilcisiolan hemşehrimizbüyükelçi Sayın Ahmet Altay Cengizerve Fransa büyükelçimiz Sayın İsmail Hakkı Musa’nın çok önemli katkıları olmuştur. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyoruz.
Konferansa başta Paris’ teki T.C. Büyükelçiliği olmak üzere çok sayıda yerli ve yabancı misyon temsilcileri, ulusal ve uluslararası basın mensupları ile Elazığ Belediye Başkanımız ve Vakıf yönetim kurulu üyelerimiz, mütevelli heyet üyelerimiz ile hemşehrilerimizden oluşan 19 kişilik bir heyet katılmıştır. Gerek konferans ve gerekse öncesinde gerçekleştirilen toplantılar Fırat TV tarafından canlı yayınlanarak şehrin konu ile yakından ilgisi sağlanmıştır.
HARPUT DÜNYA MİRAS LİSTESİNDE
Harput’ u “Dünya Mirası” statüsüne götürecek ince ve uzun yolun ilk etabını 14 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak Şubat 2017 tarihinde yaptığımız müracaat sonuçlanmış ve 02.05.2018 tarihi itibariyle Harput geçici listeye kabul edilmiştir. Böylece Türkiye’ nin“UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi”ndeki kültür varlık sayısı 78’ e yükselmiştir.
Elazığ tarihinde bugüne kadar gerçekleşmiş önemli olaylardan biri olarak gördüğümüz Harput’ un “Dünya Miras” süreci için yaptığımız özverili çalışmalardan dolayı mutlu ve gurur duyduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Ayrıca, bu proje bir kurumun bir sivil toplum kuruluşu ile nasıl müştereklik oluşturabileceğinin önemli bir örneğidir. Geç kaldığımız bir görevi yerine getirmenin heyecanını ve onurunu yaşıyoruz.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ
Bu aşamadan sonra Harput’ un geçici listeden kalıcı listeye alınması ile ilgili çalışmaların iyi organize edilerek başlatılması, buna ilişkin bir “Yönetim Planı” oluşturulması, öncelikli olarak “Alan Yönetimi”nin kurulması, Harput’ un özgünlük, bütünlük ve üstün evrensel değerlerini korumak için önlem alınması, “Dünya Miras Sözleşmesi Uygulama Kılavuzu”nda belirtilen koşullar doğrultusunda “bilimsel” ve “teknik” dosyanın oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.
En önemlisi, Harput’ ta yerleşik halkın UNESCO süreci ile bilgilendirilmesi, tarihi ve kültürel dokuya uygun olmayan yapılar ve ticari işletmelerle ilgili yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Ancak, geçici listeye alınma tarihinden bugüne kadar üç yıl geçmesine rağmen şehrin üç adım dahi atmamış olduğunu görüyoruz. Bizim heyecanımıza şehir her nedense ortak olmamış, başka bir ifade ile UNESCO sürecine ilgisiz kalmıştır. Bu konuda bugüne kadar söylenen ve yazılanlara da hiçbir tepki vermemiştir.
Oysa, girişimlerimizle Harput’ u bir dizi ulusal ve uluslararası kuruluşun görüş ve bilimsel birikimlerinden, uzmanlık deneyimlerinden ve maddi desteklerinden yararlandırma olanağı yaratmış ve böylece onu “insanlığın ortak mirası” olarak koruma fırsatı yakalamış iken bütün bunları elimizin tersi ile itmekte ve adeta yok saymaktayız.
Harput’ la ilgili olarak sorumluluk üstlenmenin zamanı geldiğine inanıyoruz.
Mevlana nın deyişi ile;
“Dün dünde kaldı cancağızım..
Bugün yeni şeyler söylemek lazım.”
Mehmet ÇAĞLAR
Yönetim Kurulu Başkanı