Kübra Türkan Köşe Yazısı - STK’CİLİK, HOBİ OLMAMALI!

STK’CİLİK, HOBİ OLMAMALI!

Kent Güncesi

Sivil Toplum Kuruluşları çöplüğüne dönmüş vaziyetteyiz. Birileri bana çok mu çok kızacak. İlimizde bine yakın STK var. Birçoğunun adından ve sanından bile bihaberiz. Önümüzdeki yıllarda bazısının seçimleri de olacak.  Şimdiden kıyasıya bir rekabet hâkim.  Koltuk kapanın elinde kalıyor. Çünkü  maalesef birçoğu ya  tabeladan ya da var olan koltuktan ibaret… Yazık gerçekten çok yazık!

Canı sıkılan, önüne gelen bir iki yakınını toplayıp, bir isimde bulunca ben STK oldum havalarına bürünüyor. STK’leri bu denli ayakaltı etmeyin ne olur. Her şeyin başı liyakat olsun demiyorum boşuna! Ne olur vasıflarınıza uygun işlerde kollarınızı sıvayın.  Çünkü demokrasimiz açısından STK’ler inanılmaz bir güç.  Etkili lobicilik faaliyetleri güçlü STK’ler ile yürütülebiliyor ve diplomasi dediğimiz ve her kapının en bilindik anahtarı esasında STK temsilcilerimiz dillerinde bulunuyor.

Bu temsilciler bulundukları yeri temsil etmeyi beceremiyorsa boşuna ne kendilerinin ne etrafındakilerin ne de toplumun zamanını israf etmesin. Yerine koyamadığımız yegâne şey giden zaman! Yoruldum. Eleştirirsiniz, eleştirirken yol gösterirsiniz bakın bu iş böyle yapılsa belki memlekete fayda sağlayabilirsiniz dersiniz. Vay efendim sizin ne haddinize diyerek Kızılca kıyametler kopartılır. Siz ağzınızı açtığınız anda ağızlarını açtıklarından da bihaberdirler.

Üzülüyorum. Gerçekten çok üzülüyorum. Kesinlikle etkisi olmayan STK’ler, STK statüsünden çıkartılmalı. Vasıfları olmayan STK’ler yüzünden vasıflı olan STK’lerin yaptıkları güzel işlere de acaba ile yaklaşıyoruz ve her şeyin içini boşaltmış oluyoruz. Durum çok mu çok vahim!

Geçtiğimiz haftalarda Ankara’da son derece güzel temaslarda bulunduk. Gündemimiz hâliyle Elazığ ve Elazığ’ın sorunlarına nasıl etkili çözümler sağlanabilir oldu. Ziyaret ettiğimiz kişilerle de ağırlıklı bu konu özelinde fikir alışverişinde bulunduk.  Ziyaretler sırasında görüşlerini aldığımız bir çok kişi Elazığ’ımızın güzelliklerinden bahsederek, Elazığ’ın tanıtılması gerektiğini belirtti. Her birimiz Elazığ’ın elçisi gibi davranmalıyız. Gerçekten şehrimizin potansiyelini layığı ile pazarlayabilirsek; şehrimizin bugünlerini de yarınlarına da gereken katkıyı sunmuş olur ve geleceğimize harika bir şehir armağan etmiş olabiliriz. Ama bunun olması adına mesaimizi gerçekten faydalı işlere ayırmalıyız. O bunun kuyusunu kazmış, yok efendim bu onunkini diye dönen sığ muhabbetlerden bıktım. Herkesin derdi kendinle, herkes en başta kendi yakasıyla bile geçimsizken nasıl olacak bu şehir aydınlanacak çok mu çok merak ediyorum.

Neyse daha fazla içinizi karartmayayım. Biraz da güzelliklerden bahsedeyim. Ankara ziyaretlerimiz sırasında; Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı Başkanı Mehmet Çağlar, Yönetim Kurulu Üyeleri; Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Vedat Kent, İrfan Yurten ve Başkan Çağlar’ın biricik eşi Vildan hanımın da misafiri olabildik. İyi ki bu kadar güzel ve Elazığ aşığı insanla yolumuz kesişmiş dedim. Bizleri gördüklerinde galiba onlara Elazığ kokusunu getirdik ve öyle bir ev sahipliği yaptılar ki orada misafir olmaktan mahcubiyet duyduk. Sağ olsunlar adeta etrafımızda pervane oldular. Ziyadesi ile mutlu oldum o ortamda; Elazığ’ın naif insanlarının başkentimizde Elazığ insanımızı bu denli özenli tanıtması başlı başına takdire şayan! Vakfın diğer faaliyetleri ise zaten baştan sona ilimizin dünyaya tanıtılmasını amaçlamakta. Yani kocaman bir aferini hak ediyorlar hem de keşke bütün STK’ler böyle olsun dedirtiyorlar. Dilerim Ankara’da faaliyet gösteren bu vakfımız bütün STK’lere örnek olur.

Ayrıca AK Parti MKYK Üyesi, Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Elazığ Milletvekili Metin Bulut ile de bir araya geldik. Vekil Bulut, burada 2.OSB ve Besi OSB’sini yakından takip ettiklerini aktararak, bunların ivedilikle hayata geçmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade etti. Tüm bunlar faaliyete geçtiğinde de ilimizde istihdam sorunun kalmayacağını müjdeledi. İnşallah böyle olur. Tüm kalbimizle memleketimizin menfaatine güzellikler olsun istiyoruz.

Bu arada biraz özel olacak ama bugün yazımı bir teşekkür mesajı ile tamamlayacağım. Yaş almak,  sevdiklerimle birlikte büyümek ve yaş alırken yolumun güzel, naif insanlarla kesişiyor olması hem çok özel hem de çok güzel. Geçtiğimiz günlerde doğum günümdü. Bana bu güzelliği hissettiren bir sürü güzel insanın etrafımda var olması en büyük şükür sebebim. Beni özel ve değerli hissettirenlere sonsuz teşekkürler.

Dergi Son Sayı
Fotoğraf Galerisi
Video Galerisi
Son Yayınlar