Daha önce merkezi Ankara’da bulunan “Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı” nın 1988 yılından beri yürüttüğü kültür faaliyetlerinin yanı sıra Elazığ’lı yükseköğrenim öğrencilerine karşılıksız burs olanağı sağlandığına değinmiştik. 25.01.1996 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile kamu yararına hizmet yürüten Vakıf statüsüne kavuşan bu Sivil Toplum Kuruluşu, bugüne kadar kişilerin bireysel hayırlarını kurumsal bir yapıda ve bir sisteme dayalı olarak ihtiyaç sahibi öğrencilere burs şeklinde aktarmayı sürdürmüştür. 35 yıldır devam eden bu hizmetten günümüze kadar yaklaşık 6500 öğrenci yararlanmıştır.
Geçen hafta usta ve duayen gazeteci Sayın Uğur Dündar’ ın ihtiyaç sahibi bir kız öğrenci ile ilgili yaşanmış bir olayı anlatan “İyilik Bulaşıcıdır!...” başlıklı yazısı çok etkileyici idi. Olay, kız öğrenci yurdu önünde bir babayla kız arasında geçen ilginç bir hikayeyi anlatıyordu. Baba kızını yurda bırakırken harçlık isteyen kız babasına; “Hiç olmazsa 10 lira versen!...On liracığın da yok mu baba ?” diye yalvarıyor. Baba ezilerek, birkaç kez yutkunduktan sonra “Vallahi de yok, billahi de yok kızım…” diyor. Kız, boynu bükük bir şekilde yurda girerken, konuşmayı duyan bir yakından bir esnaf hemen babaya 100 TL uzatıyor ve “Çabuk” diyor, “Onu geri çağır ve arka cebimde kalmış, al bu parayı de!...”
Adam önce almam dese de, esnaf üsteleyince teşekkür ediyor ve kızını geri çağırıp parayı veriyor. Olaya tanık olan başka bir esnaf birazdan yurdun danışmasına girip; “Son giren öğrencimizi çağırır mısınız ?” diyerek kızla görüşmeyi sağlıyor. Kıza “Evladım, ne zaman acıkırsan gel, yemeğin benden. Ne zaman harçlıksız kalırsan gel, harçlığın da benden” diyor.
Yurttan ayrılan esnaf daha sonra bir yardım kuruluşuna bu olayı anlatıyor ve bu kuruluşun kız öğrenciye burs desteği vermesini istiyor. Bu kez kız öğrenciyi çağıran yardım kuruluşu; “Şu şu evrakları çıkart, sana her ay 500 TL burs vereceğiz…” derken yetkilinin gözleri kızın ayakkabılarına takılıyor. “Bunlar çok eskimiş!...” 500 TL çıkarıp kıza uzatıyor; “Şunu ilk taksit olarak al, ihtiyaçlarını karşıla…” diyor. Kız döne döne teşekkür ediyor. Yardım kuruluşunun yetkilisi kıza; “Tek bir şartımız var, mezun olup para kazanmaya başladıktan sonra sen de bir ihtiyaç sahibi çocuğa burs vereceksin. Tamam mı ?” diyerek onu yolcu ediyor.
Yaşanan bu olay, iyiliğin ne kadar bulaşıcı olduğunu anlatan iyi ve ilginç bir örnek olması nedeniyle içimizi ısıttı. Bundan dolayı yaratılan bu sıcaklığın gönülleri etkilemesini ve iyiliğin daha da yaygınlaşmasını ve bulaşıcı olmasını diliyoruz.
Bu açıdan bakıldığında Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı’nın bugüne kadar organize olarak yürüttüğü ve örnek olduğu burs desteği faaliyetinin ne denli önemli olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bundan dolayı şimdiye kadar Vakfa burs bağışında bulunan kişi ve Elazığ’lı şirketlerin katkılarını her türlü övgüye değer buluyoruz. Bu nedenle iyiliğin bulaşıcı olmasından etkilenerek olanağı olan herkesi burs vermeye davet ediyoruz. Günümüzde yaşanan ekonomik zorluklar ihtiyaç sahibi öğrencilerin sayısında sürekli artış olmaktadır. Bundan ötürü hayırsever hemşehrilerimizin birikimlerini bu yolla burs başvurusu yapan öğrencilerimiz için değerlendirmelerini arzu ediyoruz. Bunun için iyiliği bulaşıcı hale getirmenin yolunu ve gayretini göstermede örnek olamaya var mısınız ?...