Uzun zamandır üzerinde özenle emek ve zaman verdiğimiz,en önemlisi gönül verdiğimiz "Harput Senfonisi" ni ilk önce 31.Mayıs.2013 tarihinde Elazığ Kültür Sarayının açılışında, daha sonra da 26.Mayıs.2014 tarihinde Ankara' da icra ederek Elazığ' lılarla buluşturma olanağı bulduk. İlgi ve beğeni aldı. Bu sonuç, yapılan çalışmanın ne kadar doğru ve önemli olduğunu göstermiş oldu. Ayrıca, bu konserlerin TRT Müzik kanalı ile yayınlanarak geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenmesi bizi mutlu etti.
Burada üzerinde durulması gereken konu, bu çalışma ile Elazığ – Harput müziğinin tanıtılmasıdır.Zira, sanat ve kültür zenginliğimiz içinde önemli bir yeri olan musikimizi ancak bu çalışma ile dünya müzik sahnelerine taşımak mümkün olacaktır.Geleneksel müziğimizin dünyaya tanıtılmasında türkülerimizin senfonik düzenlemeleri büyük bir önem taşımaktadır. Harput senfonisi de bunun ilk örneklerinden biridir.
Bu çalışma ile müziğimiz yerel olmaktan kurtulacak ve evrensel bir boyut kazanacaktır. Yaklaşımımız da buna yöneliktir. Bu arada üzerinde durulması gereken önemli bir konu veya amaçlardan biri de, geçmiş tarihte yaşanmış güzellikleri, dostluk ve aşkları bu sanat eseri ile anlatmaktır. Toplumlararası anlaşmazlıkların ve sorunların çözümünde spor ve sanatın uzlaşıcı ve yakınlaştırıcı bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu nedenle "Ahçik" in de yer aldığı "Harput Senfonisi" ni önemsiyoruz.
Böylece 4 bin yılı aşkın bir tarihe sahip olan Harput' un kültürel zenginliğini, sosyal hayatın ve paylaşımın sırlarını ve güzelliklerini dünyaya tanıtarak, geçmişte müslüman ve ermenilerin uzun bir süre kardeşce ve beraber yaşadığı, başka bir ifade ile toplumlararası dostluğunu anlatma fırsatı bulacağız.
Bu nedenle "Harput Senfonisi" nin çok yönlü olarak değerlendirilmesinin gerekliliğine ve tanıtım için önemli ve doğru bir adres olduğuna inanıyorum. 2014 Mayıs ayında değerli dostumuz Sayın Mustafa Turan' ın 50nci sanat yılı ile ilgili kutlamalar da gündeme geldi. Gerek Elazığ' da ve gerekse Ankara' da yapılan etkinlikler ona yakışan şekilde ve güzellikte gerçekleşti. Yaşanan güzellikleri birlikte paylaştık. Bu nedenle söylenecek çok şey var. Ancak, özetlemek gerekirse; bazı duyguları zamanında söylemek, vefa borcunu temerrüde düşürmeden ödemenin doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda Sayın Mustafa Turan' ın 50nci sanat yılı için gündeme getirilen etkinlikleri önemsiyor, bu tür vefalı davranışların başka değerlerimiz için de gösterilmesini diliyorum.
Sayın Mustafa Turan' ın kendisine ve ailesine bundan sonraki yaşamında sağlık ve esenlikler diliyoruz.
Mehmet ÇAĞLAR